Şirketler; İşçilerini problem
yaşamadan işten ayırmak için kendi buldukları sistem ile KIDEM ve İhbar
tazminatların ödemek kaydıyla istifalarını alarak çıkış işlemleri yapmaktadır.
Bu durum İşçi tarafından haklarının ödenmesi nedeniyle ses çıkarmadan haklarını
alıp ayrılmaları ile sonuçlanmaktadır.
İstenen bu işten çıkarma durumu
sonuçlansa da gelecek dönemde işverenlerin karşısına SGK, Vergi İdaresi, İŞKUR
ve Teşvikler nedeniyle önemli sorunlar olarak çıkmaktadır.
Bu sistemin aksayan yönleri oldukça riskli
ve işverene maliyeti daha fazla olmaktadır. Çalışma Bakanlığı ve SGK tarafından
yapılan kontrollerde işçinin işten çıkışı ile ilgili dosyada istifa dilekçesi bulunması veya
işçinin şikayetçi olması halinde işçinin zorlandığı ve tazminatlarını alabilmek
için istifa dilekçesi verdiği ortaya çıkmaktadır.
Bir diğer husus çıkmayı kabul eden
işçinin mağdur olmaması ve işsizlik fonundan ödeme alması için işten çıkış
Kodu: “4- Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep
bildirilmeden feshi ı” olarak SGK çıkışı yapılmaktadır. Çıkış belgeleri ile
işçi, İŞKUR’ a başvurarak prim ödeme gün sayısına göre 6 ile 10 ay arasından
işsizlik ödeneği almaktadır.
Son zamanlarda yapılan Denetimler,
Yargı Kararları ve Vergi idaresinin görüşleri bu işlemin usulsüzlüğü hakkında kararlar
ve uygulamalar ile işverenleri zor durumda bırakmaktadır. İstifa dilekçesi
alınarak işçinin işten çıkarılması, yasal olarak Kıdem ve ihbar tazminatı
ödenmesini gerektiren bir durum olmadığı,bu şekilde yapılan çıkışlarda ödemelerin
ücret olarak vergi ve SGK primine tabi olacağı ayrıca işçiye haksız yere ödenen
işsizlik maaşlarının faizleri ile birlikte işverenden geri alınacağı hususunda
açıklamalar bulunmaktadır.
Denetimler ve işçinin çıkışına itiraz
ederek işe dönmek için Arabulucu ve mahkeme yollarına başvurması halinde
işveren tarafından yapılan işten çıkışların 4857 Sayılı İş Kanunu 18 maddesinde
belirlenen Yetersizlik, Davranışlar, İşin ve İşyerinin Gereklerinden Kaynaklanan geçerli durumlardan herhangi birine girmediği, bu konuda hazırlanmış her hangi bir belge
olmadığı için işçinin işe iade davası açması halinde belge ibraz edilemediği
için işveren tarafından istifa dilekçesinin gündeme getirilmesi halinde yapılan
çıkış işlemleri ve ödemeler usulsüz olmaktadır.
Ayrıca istifa alınarak kıdem tazminatı
ödemesi 1475 Sayılı İş Kanunun 14 Maddesinde sayılan hallerden biri olmadığı
için kıdem tazminatı ödenemez. Bu konuda bazı şirketler tarafından İstanbul
Vergi Dairesi Başkanlığına yapılan başvurularda verilen görüşte,
“
Bu hükümlere göre işyerinden kendi isteğiyle ayrılan (istifa eden) bir
çalışana işverence tazminat ödemesi yapılması İş Kanunu’ nun 14.maddesinde
tanımı yapılan kıdem tazminatı kapsamına girmediğinden Gelir Vergisi Kanunu’ nun
25/7.maddesine göre vergiden istisna edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle,
işverence kendi isteğiyle işten ayrılanlara yapılacak tazminat ödemelerinin
ücret olarak değerlendirilmesi ve Gelir Vergisi Kanunu’ nun 61, 94, 103 ve
104.maddeleri gereğince tevkif suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.
“
Ortaya çıkan bu durum nedeniyle ödenen
Kıdem, İhbar tazminatları ücret olarak değerlendirilerek geriye dönük
tahakkuklar yapılmasına neden olmakta, ödenen işsizlik ödeneği işverenden faizi
ile geri alınırken % 5 SGK teşviki ve diğer teşviklerde geri alınmaktadır.
Bir diğer husus ise işçi istifa etse
de bu şekilde çıkış yapılması işçinin dava açma haklarını ortadan
kaldırmamaktadır. Kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi ve işsizlik
tazminatı alınması için kullanılan çıkış nedenleri sorun yaratmaktadır. Kıdem
ve İhbar tazminatı ödenen hallerde işçinin 4857 Sayılı İş Kanunun 18 Maddesindeki
geçerli nedenler ile ilgili belgeleri Denetimler, Arabulucu görüşmeleri sonunda
açılacak davalarda ortaya koyması gerekmektedir. Aksi halde ödenen tazminatlar
ücret olarak SGK, Vergi bakımından ücret olarak kabul edildiği gibi geçmişe
dönük önemli riskler barındırmaktadır.
Saygılarımla,
Şakir Gülsever
İş ve Sosyal Güvenlik Danışmanı
İK Yönetim Danışmanı
SMMM-Eğitmen